Pek
çoğumuzun ruhu, pırıldayan güneşi, açan çiçekleri gördükçe neşe dolmaya başladı. Yeni bir bahar daha işaretlerini vermeye başladı. Ne yazık ki çiçek tozlarına
karşı alerjisi olan astımlılar bu mutluluğu herkesle birlikte paylaşamıyor. Onlar
için bu aylar astım mevsimi.
Astım
akciğerdeki hava yollarını etkileyen kronik bir durum ve alametifarikası nefes
darlığı ile soluk verirken çıkan ıslığa benzer ses. Bu belirtiler devamlı olarak bulunmuyor ve
ataklar halinde ortaya çıkıyorlar. Bu atakları tetikleyenler de çiçek ve ağaç
tozları, kimyasal maddeler, hava kirliliği, hayvansal atıklar, organik tozlar ve ev tozları, sigara dumanı, egzersiz, stres gibi faktörler. Tabii bu işi uzmanından
öğrenmek en iyisi. Ben de akciğer hastalıkları uzmanı olarak astım ile ilgili
aklıma gelenleri sizlerle paylaşmak istedim.
Astım
atakları kimilerinde hafif ve seyrek görülürken, bazıları için durum daha ciddi
olabiliyor. Ağır ataklarda acil olarak
tıbbi tedavi gerekiyor aksi halde yaşam tehdit altına girebiliyor. Bir
astım atağı bazen çabucak geçebilirken, bazen de bir günden fazla sürebilir.
Kimi zaman ise kaybolan bir atak aniden tekrar ortaya çıkabilir. Bu ikinci
dalga birincisinden daha şiddetli ve tehlikeli olabilir birkaç gün hatta hafta
sürebilir. Aynı zamanda bu ataklar uzun süre sadece öksürük krizleri şeklinde
de devam edebilir.
Astımda,
nefes almakta değil nefes vermekte zorluk vardır. Hastalık üç temel özellikle
tarif edilebilir: hava yolları içini kaplayan mukozada şişlik, hava yollarını
saran kasların kasılması ve koyu
yapışkan hava yolu içinde mukus tıkaçların, yaptığı hava yolu daralmasıdır. Egzersiz
tedbirsiz olarak yapıldığında astımı tetikleyebilirken, uygun ilaçlar ile
egzersiz yapmanın hiçbir sakıncası yoktur. Klorsuz havuzlarda ya da denizde
yüzme tüm astımlılara tavsiye edilir.
Astımın
gerçek sebebi tam olarak bilinmezken, bazı tetikleyici faktörler hassas
kişilerde hastalığı ortaya çıkarır. Bunlar, ağaç ve çiçek polenlerine,
hayvansal atıklara, organik tozlara,
akarlara karşı olan alerji, soğuk algınlığı, grip gibi enfeksiyonlar, parfüm
ya da deterjan kokuları, sigara dumanı ya da hava kirliliği gibi irritanlar, tedbirsiz
egzersiz, soğuk hava, nem ve ısıdaki değişiklikler, güçlü duygusal iniş çıkışlar,
aspirin gibi bazı ilaçlar olarak sıralanabilir. Hasta ataklar sırasında
göğsünde gerginlik veya basınç hisseder. Nefes darlığı vardır. Özellikle
geceleri öksürür ve dinlemekle nefes verme sırasında ince bir ıslık sesi
duyulur.
Öksürük, göğüste bası hissi,
nefes alıp vermede güçlük gibi
klinik bulgular yanında, tanı koymanın bir diğer yolu da nefes verme gücünü
ölçen akciğer fonksiyon testidir. Normal bir insan tam olarak dolu
akciğerlerindeki havanın %75-85’ini ilk bir saniye içinde dışarı verir ve hepsini
üç saniye içerisinde boşaltır. Bir astımlıda
ise bu süre 8-9 saniyeye kadar uzayabilir. Tedavi ile astım atağı geçtikten
sonra test tekrar normale geri döner. Astımlılarda akciğer radyografileri
normaldir.
Tedavideki
ilk etap astımı tetikleyen sebeplerin tespitidir. Bütün hastalar ataklar
sırasında hava yollarını genişleten
kısa etkili ilaçlar kullanırlar. Artık tedavi konsepti de değişti, hava yolları
düz kas gevşetici olarak uzun etkili inhaler B2 blokerleri, inhaler
kortiko steroidler kullanılmaya başlandı, Bu
ilaçlar birikme eğilimi olan ilaçlar oldukları için doktorun önerdiği şekilde
kullanılmalı ve bilinçsizce kullanımından kaçınılmalıdır. Hastalığın
görülme sıklığı, zamanı ve şiddeti uzun süreli tedavinin şeklini belirlemekte
önemlidir. Atakların gelmesini engelleyen uzun etkili hava yolu genişletici ve inhalayonla
solunum yolu ile kullanılan kortizonun türü ve dozu buna göre ayarlanır.
Hastalıkta belirli bir alerji söz konusu ise alerji aşısı denilen immünoterapi
gündeme gelebilir. Her hastalıkta olduğu gibi astımda da korunmak önce gelir.
Tetikleyen sebepler tesbit edilmeli ve uzak durulmalıdır. Evde de
yapabileceğiniz basit bir solunum testi ile atağın başlamakta olduğunu
anlaşılabilir ve ona göre önlemler alınabilir. Her sene grip aşısı yapılmalı ve
sigara dumanından uzak durulmalıdır. Yüksek oranda kükürt içeren bira, şarap,
üzüm, kuru meyve, konserve sebze gibi yiyecek ve içeceklere ihtiyatla
yaklaşılmalıdır.